Eyüp Özkan

Stresle Başa Çıkmalı mıyız?

Üç adımda stresten kurtulun veya stresinizle beş adımda nasıl başa çıkarsınız gibi bir sürü ifadeye ve başlığa sıklıkla maruz kalıyoruz. İşte tamda bununla ilgili bir araştırma çok çarpıcı sonuçları ürün olarak sundu bize. Amerika’da psikoloji bilim insanlarının yaptığı bir araştırmada insanlara “geçen sene içinde stresli bir yaşantınız oldu mu ve stresin sağlıksız olduğunu düşünüyor musunuz?” Diye iki soru soruluyor ve cevaba evet ya da hayır diyenler 8 sene boyunca izleniyor. Stresin zararlı olduğunu düşünenlerin her yıl ne kadarının hayatını kaybettiğine bakılıyor. Yoğun strese maruz kaldıklarını söyleyenlerin ölüm riskinin %43 olduğu tespit ediliyor ama sadece sadece stresin sağlığına zararlı olduğuna inananların bu orana sahip olduğu görülüyor. Stresi zararlı olarak algılamayanların ölüm oranı ise oldukça düşük seyrediyor. Üniversitede bir hocam süpervizyon eğitimi sırasında bir fotoğrafı terapi seanslarında kullandığı için bizimle paylaşmıştı. Baktığı çiçeğin strese girmesi için bir takım uygulamalar yapıp çiçeğin strese girdikten sonra çiçek açtığını göstermişti. Başta bana ilginç gelen bu yöntem aslında hayatın her noktasında tüm canlıların kullandığı bir yöntemdir. Yöntemi anlatmadan önce gelin beraber bilişsel psikolojinin köklerinde, felsefesinde büyük önem arz eden Epiktetos’un ne dediğine kulak verelim. Epiktetos diyor ki :Izdırap yaşamdaki olaylardan değil onları değerlendirme biçimimizden ortaya çıkar.” Bu ifade bilişsel terapilerden türemiş gerçeklik terapisinin dayandığı seçim teorisine de götürüyor bizi. Örneğin bir kişiye nasıl davrandığımız onu nasıl anlamlandırdığımızın sonucudur ve bu bizim seçimimizle ilgilidir. Stresin başa çıkılması gereken bir şey olduğu fikri de bizim seçimimiz olabilir mi? Siz bunu frontal lobunuzla değerlendirirken bakalım stoacılar bu konuda ne diyorlar. A bu arada stoa, stoik fırsatçılık demektir. Stoacılarsa yaşadıkları problemleri yani stres yaratan durumları gelişebilmek için bir fırsat olarak görüyorlar. Bir tırtılın kelebek oluşunun buna örnek olarak verildiğini duymuşsunuzdur. O zaman isterseniz biraz daha uzağa uzak doğuya kulak verelim.  Uzak doğuda kırılan vazoların tamir işlemi sırasında kırılan parçaları birleştirmek için altın tozu kullanılıyormuş ve yapılan bu dönüşümsel tamir ile birlikte vazolar daha yüksek bir fiyata sunuluyormuş.  Bu meslek olarak yapan ciddi bir kitle der mevcutmuş. Psikoloji de travma sonrası büyüme kavramına denk geliyor sanırım. Stresin konfor alanının dışına çıkarması ve rutuni bozması onunla başa çıkılması gerektiği anlamından çok bir gelişim aracı olarak görülmesi ve doğru algılanıp yönetildiğinde rüzgarı kullanan gemi gibi oldukça işlevseldir. Aslında insanlar dışında hayvanların birçoğu da bu yöntemi bilinçli veya bilinçsiz olarak kullanıyor. Meşhur kartal örneğinde olduğu gibi kartalların yıpranmış gagalarını yere vurup kırarken çok acı çektiğini ama bu kırılma sürecinden sonra yepyeni ve oldukça işlevsel bir gagaya sahip olduğunu birçoğumuz okumuz veya dinlemişizdir. Aynı örnek kabuklu böcekler içinde mevcuttur. Kabuğu esnemeyen bir böceğin yumuşak vücut bölgesi büyüdükçe sert kabul ete batar ve bu esnada böcekler müthiş bir acı çeker ve strese girerler. Bu uzun süren stres ve acıdan sonra sert kabul genişler ve bedensel olarak büyür. Stresin doğru algılanması ile birlikte çok önemli bir kavram ortaya çıkıyor:“YILMAZLIK”. Psikolojik sağlamlık, bilişsel esneklik gibi bir çok kavramla paralel olan bu ifade bizim yaşadığımız stres durumlarında psikolojik bağışıklığımızı koruyarak stres durumunu bir fırsata çevirirken kullandığımız en işlevsel araçlardan biri diyebiliriz. Çünkü insanın yılmazlığı ve yaşadığı problem karşısındaki tavrı ona müthiş bir özgüven ve özdenetim verebilir. Başarılı olduğunda yaptım diyerek kendi öznel iyi oluşunu besleyen birey yılmazlık sayesinde kendi gücünün farkındalığını elde ediyor. Günümüzde emniyette olma ihtiyacının bu kadar tavan yapması bizim kültürel kodlarımızla birlikte kültür robotu olmamızdan kaynaklanıyor olabilir.  Bu sebeple stres durumlarında normallik ve anormalliği değerlendirirken gerekirse kavramların etimolojisine inip kavramları sorgulamalı belki de sonrasında kendi zihnimize oturtmalıyız.  Özetle stresle nasıl başa çıkabilirizden daha önemli ve pragmatik olan onu nasıl anlamlandırdığımızdır. Çünkü anlamlandırdığımız gibi davranırız.

SAĞLICAKLA KALIN!

Psikolojik Danışman Eyüp ÖZKAN

Stresle Başa Çıkmalı mıyız?

1 Yorum

  1. Yine harika bir bilgi teşekkür ederiz Eyüp hocam🙏🏻

Giriş Yap

Adıyaman Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!